NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
54 - (401) حدثنا
زهير بن حرب.
حدثنا عفان.
حدثنا همام.
حدثنا محمد بن
جحادة. حدثني
عبدالجبار بن
وائل عن علقمة
ابن وائل،
ومولى لهم؛
أنهما حدثاه
عن أبيه، وائل
بن حجر؛ أنه
رأى النبي صلى
الله عليه
وسلم رفع يديه
حين دخل في
الصلاة. كبر
(وصف همام
حيال أذنيه)
ثم التحف
بثوبه. ثم وضع
يده اليمنى
على اليسرى.
فلما أراد أن
يركع أخرج
يديه من
الثوب. ثم
رفعهما. ثم
كبر فركع.
فلما قال "سمع
الله لمن
حمده" رفع يديه.
فلما سجد، سجد
بين كفيه.
[ش
(وصف همام
حيال أذنيه)
مدخل بين
المتعاطفين. أدخله
عفان بن مسلم
يحكى عن همام
أن بين صفة الرفع
برفع يدي إلى
قبالة أذنيه
وحذائهما].
{54}
Bize Züheyr b. Harb
rivayet etti. (Dediki): Bize Affân rivayet etti (Dediki): Bize Hemmam rivayet
etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Cübâde rivayet etti. (Dediki): Bana
Abdülcebbar b. Vail, Alkametü'bnü Vâil ile bir azadlılarından, o da Vâil b.
Hucr'dan naklen rivayet etmişler ki, Vâil,
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) namaza başlarken ellerini kaldırdığını görmüş, tekbir almış (Hemmâm
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ye Sellem) 'in ellerini kulaklarının hizasına
kadar kaldırdığını göstermiş) sonra elbisesine sarınmış, sonra sağ elini sol
eli üzerine koymuş; rükua varmak isteyince ellerini elbisesinden çıkarmış,
sonra ellerini kaldırmış; sonra tekbîr alarak rükua varmış, Semiallahu li-men
hamideh dediği zaman yine ellerini kaldırmış, secdeye gittiğinde ellerinin
arasına secde etmiş.
İzah
Buhârî'de bu bâbda Sehl
b. Sa'd (Radiyallahu anh) 'dan şu hadîs rivayet edilmiştir:
«Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) zamanında insanlara namaz kılarken sağ ellerin sol elleri
üzerine koymaları emrolunurdu» gerek Buharî'nin, gerekse Müslim'in buradaki
hadîsinde ellerin bağlanacağı yer tam tesbit edilmemişse de Vâil hadîsinin Ebu
Dâvud ile Nesâi rivayetlerinde; «Sonra sağ elini sol elinin üzerine, kolun
bilek kısmına bağladı» denilerek ellerin bağlanacağı yer gösterilmiştir. Hadîsi
îbni Huzeyme ile diğer imamlar sahih bulmuşlardır. Namazda el bağlama meselesi
bir kaç yönden tetkik edilebilir:
1- Ellerin bağlanıp
bağlanmıyacağı ihtilaflıdır. Hanefîlerle, Şâfiîlere göre eller bağlanır. îmam
Ahmed b. Hanbel ile ishâk'ın ve ekseriyetle ulemânın kavilleri de budur.
Ashâb-ı kiramdan Ali b. Ebi Tâlib ile Ebu Hureyre (R.A.)'nın tabiînden İbrahim, Nesaî ve
Süfyan-ı Sevrî'nin mezhebleri de budur. îbnül Münzir bu kavli îmam Mâlik 'ten
de rivayet etmiştir. «el-Tevhid» nam eserde Saîd b. Cübeyr, Ebu Miclez, Ebu
Sevr, Ebu Ubeyd, îbni Cerîr ve Davud-u Zahirî ile Ashâb-ı kiramdan Ebu Bekr ve
Aişe (R.A.)nın ve keza Cumhur-u ulemânın buna kail oldukları zikrediliyor.
Tirmizî: «Sahabe ile Tabiîn hazerâtı ve onlardan sonraki ulemâ bununla amel
etmişlerdir» demiştir. Yine îbnu'l-Münzir î'nin rivayetine göre Abdullah b.
Zübeyr, Hasan-ı Basrî ve îbni Sîrin (R.A.) namazda ellerini yanlara
salarlarmış. İmam Mâlik 'den meşhur olan rivayet de budur. Ona göre namaz uzun
sürerse istirahat için sağ eli sol el üzerine koymak caizdir. Leys İbni Sa'd'ın
mezhebi de budur. Evzâî'ye göre namaz kılan kimse ellerini bağlamakla yana
salmak arasında muhayyerdir.
Hanefîler buradaki
Müslim hadîsinden başka Buhârî rivayeti ile Ebu Dâvud, Nesaî ve Îbni Mâce'nin
tahrîc ettikleri Abdullah îbni Mes'ud hadîsi ile Dâre Kutnî'nin tahrîc ettiği
İbni Abbâs ve Ebu Hureyre rivayetleri ile de istidlal ederler. Mezkur
rivayetlerin her birinde namazda el bağlanacağı beyân edilmektedir. Hattâ İbni
Mes'ud hadisinde; Hz. İbni Mes'ud'un namazda sol elini sağ elinin üzerine
bağladığı, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu görünce onun sağ elini
sol elinin üzerine koyduğu tasrih edildiği gibi, İbni Abbâs hadîsinde de;
«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
Biz Nebiler cemaatı
namazda sağ ellerimizi sol ellerimiz üzerine bağlamakla me'muruz, buyurdular»
denilmektedir. Yalnız bu hadîs zayıftır.
2- Ellerin nasıl
bağlanacağı meselesi dahi ulemâ arasında mevzuu bahis olmuştur. Bunun sıfatı
sağ avucunun içini sol bileğin üzerine koymak ve bileği avucun ortasında
bulundurmaktır. İsbîcabî'nin Ebu Yusuf'tan rivayetine göre, sağ elle sol elin
bileği tutulur. İmam Muhammed dahi ellerin böyle bağlanacağını ve bileğin
avucun ortasına geleceğini söylemiştir. «el-Müfîd» nam eserde sol elin bileği
sağ elin baş ve küçük parmakları ile tutulur diyorki muhtar olan da budur.
«ed-Dirâye» de sol bileğin büküntüsü, sağ elin avucu ile tutulur denilmiştir. İmam Şafiî ile Ahmed b.
Hanbel'in mezhepleri budur. İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed'den bir rivayete
göre, sağ elin orta parmakları bil»ğin üzerine uzunluğuna yatırılır. Bilek baş
ve küçük parmaklarla tutulur. Ulemâmızdan birçokları bu kavli benimsemişlerdir.
3- Ellerin nereye bağlanacağı
ihtilaflıdır. Hanefîlere göre; göbeğin altına, Şâfiîlere göre göğsün üstüne
bağlanır. Şâfiîlerin «el-Hâvi», «el-Vasît» nam eserlerinde ellerin göğsün
altına bağlanacağı bildirilmiştir. İmam
Şafiî (Rahimehullah) İbni
Huzeyme'nin «Sahîh» inde Hz.Vâil b. Hucr'dan rivayet ettiği şu hadîsle
istidlal eder.
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) ile beraber namaz kıldım. Sağ elini sol eli üzerine
bağlayarak göğsü üzerine koydu». Nevevî «el-Hülâsa» adlı eserinde bundan başka
delil zikretmediği gibi, Şeyh Tâkiyiddîn dahî «el-Imam» nâm eserinde bundan
başka birşey söylememiştir.
Hanefilerden «el-Hidâye
sahibi Burhaneddin Merginanî: Ulemâmız bu meselede Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) İn sağ eli sol eli üzerine bağlayarak göbeğin altına koymak sünnettir,
hadîsi ile ihticâc etmişlerdir» diyor. Ancak Aynî bu hadîsin Peygamber
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)e isnadının doğru olmadığını, bu sözü Hz. Ali'nin
söylediğini beyanla her iki vechin caiz olduğuna işaret ediyor.
4- Ellerin ne zaman
bağlanacağı meselesine gelince; bu bâbda esas şudur: İçersinde mesnun zikir
bulunan her kıyam halinde eller bağlanır. Zikr-i mesnun bulunmayan kıyamda
eller salınır. Binâenaleyh kunut duası okurken ve cenaze namazı kılarken eller
bağlanır. Fakat Rüku'dan doğrulduktan sonra ve bayram tekbirlerinin arasında
eller yanlara salınır, sahih olan budur. Ebu Ali En-Nesefî ile îmam Ebu Abdullah ve diğer bazı zevata
göre, Zikr-i mesnun bulunsun bulunmasın her kıyamda mutlak surette eller bağlanır.
5- Elleri göğsün
üzerine veya göbeğin altına koymanın hikmeti ta'zimdir. Elleri göğsün üzerine
koymak sünnettir, diyenler bunun huşua daha münâsip olduğunu söylerler ve;
«Bunda îman nurunu muhafaza vardır. Binâenaleyh elleri göbeğin altına bağlayıp
ta avret mahallini işaret etmektense bu şekil daha münâsiptir» derler.
Hanefîler ise göbeğin altına koymak daha ziyâde ta'zim ifâde eder. Namaz kılanı
ehl-i kitaba benzemekten uzaklaştırır. Avret mahallini örtmeğe ve elbiseyi
düşmekten muhafazaya vesile olur. Nitekim hükümdarlar huzuruna girerken dahî
aynı şekilde hareket etmek âdettir. Bir de elleri göğse bağlamak kadınlara
benzemektir. Binâenaleyh elleri göğse değil, göbeğin altına koymak sünnettir.»
derler.